Kayıtlar

Kişisel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gelecek Hakkında Planlar

 22 Yaşına gelmiş olup artık askere gitme zamanımın geldiği net bir şekilde ortada. Aralık ayının sonunda tecilim bitiyor. Ocak ayında muayene olacağım. Artık şansıma neresi çıkarsa. Askerden sonra ise gelecek hakkında planlar yapmaya daha şimdiden başladım. Askerden gelenlere genelde " Asıl askerlik şimdi başlıyor " denildiğini duyuyorum. Aslında bir düşünüldüğü zaman haksız da değiller. Bütün ömür boyunca çalışacaksın emekli olana kadar. (Tabi bu saatten sonra emekli olabilirseniz ne mutlu) Sorumluluk sahibi olacaksınız. Bir yandan maddi açıdan inişli çıkışlı zamanlar olabilir bir yandan ise manevi değerlerinizi kaybedebilirsiniz. Duygusal olarak çöküntülere girer insan. Tabi bunları şimdi de yaşayabilirsiniz. Lakin askerliği yaptıktan sonra düğün dernek derken başınız bağlanıp yuva kurduktan sonra bir şekilde geçimin sağlanması lazım. Basit bir olay değil evlilik. Evliliğe girmek istemiyorum şimdi...  Artık fabrikanın suları çekilmiş olduğu düşüncesindeyim. Her sene s

Sabırlı Olmak

  Sabırlı olmak için gerekli tavsiyeler tarzında bir yazı olmayacağını baştan belirtmek isterim. Son zamanlarda gözlemlediğim durumlar ayrı karşılaştığım durumlar ayrı ve duyduklarımla ile birlikte bu konu hakkında bir yazı yazmak istedim. Sabırlı olmak açıkçası zordur fakat sizi bilen bilir zaten. Bir de yüce Allah bilir. Hatta sizi en iyi o bilir. Sabırlı insanlar genelde hep kazık yer, çoğu durumda kaybeder. Lakin bunların hepsi iyi niyetli olup sabırlı olması için gayret göstermesinden dolayı olur. Bir yandan kaybederken bir yandan ise kazanır. Kayıp ettikleri için gönül koysa dahi kazandıkları için umursamazlıktan gelir. Çünkü kazandıkları kaybettiklerine değer.  Tabi şimdi " Nerede kazanıyor? " diyebilirsiniz. Nereden kazandıkları hiç belli olmaz. Belki maddi olarak kazanır belki manevi olarak. Her şey bir yana sabırlı olmak güzeldir. İnsana çok şey öğretir. Aksi halde sabırsız insan en ufak aksiliklere dahi katlanamaz. Kendisini yer bitirir. Son anımızı bilmediği

Kadın Erkek Kavgaları

 Uzun zamandan beri Twitter'a ara verip kullanmamıştım. Lakin bir kaç gün önce tekrar kullanmaya başladım. ( Umarım bu sefer mümkün mertebe aktif kullanırım ) Atılan tweetlerde dikkatimi çeken bazı konular oldu. O da kadın erkek kavgaları . Önceden kullandığım zamanlarda da kadın erkek kavgaları olurdu ama bu kadar olmazdı. Şimdi atılan tweetlere baktığımda resmen kadınlar erkeklere, erkekler ise kadınlara hakaret ediyor. Bazı tweetler ciddi oranda sert. Artık kadınlar kadınlardan erkekler ise erkeklerden görüp bir dayanışma içine girişimde bulunmaya çalıştığından dolayı mı böyle yazıyor bilemem. Yani bir kadın bir erkekle çıkar ve olur ya anlaşamaz ya da erkek sağlam pabuç değildir ayrılır. Fakat o kadının çıktığı bütün erkekler aynı olamaz. Eğer aynıysa suçu hemen erkeklerde aramasın birazda kendisinde hatayı arasın.  Aynı şekilde bir erkek bir kadınla çıkar ayrılır vs ama bu ayrılık bütün kadınların aynı olduğu anlamına gelmez. Suçu hemen karşı cinse yüklemeyin. Elbette doğru

Yıllık İzini Bitirmek

 Yaklaşık bir ayı geçik fabrikada izini çok olan işçileri izine çıkartıyorlar. İlk defa böyle bir durum yaşanıyor. Normal şartlarda her yılın sonuna yakın işler düşer. Üç vardiyadan direk olarak iki vardiyaya düşeriz. Ve bazı çalışanları başka sahaya gönderirler. ( Tabi işler açıldığı zaman geri alınıyor ) Lakin bu sene artık ülkede ki krizin etkisi olabilir diye şüphe duyulsa da işler ciddi oranda azaldı. İki vardiyaya düşmekle kalmadık çoğu kişi izine çıkıyor. Üstelik kendi isteğinle olan bir durum değil.  Yıllık izin bir yana bırakalım. Yıllık izini az olanlar ( Örneğin 5 gün 4 gün gibi ) Cumartesi günleri işe gelmiyor onlara da bir gün yıllık izin kullandırıyorlar. Yani işçi, işçi olalı bu kadar memur gibi çalışma sistemi görmemiştir. ( Tabi haftanın altı günü çalışanlar için konuşuyorum, beş gün çalışan işçilere lafım yok ) Bu gidişle millette neredeyse hiç yıllık izini kalamayacak ki zaten bir kaç kişilerin yıllık izini bitti. Haftaya tekrar bir grup izine çıkacak ve onların i

Emeklilik Yaşı

  Emeklilik yaşı hakkında herkes farklı düşünceye sahip olabilir. Çevremde çalışan arkadaşlardan abilerden gerek ise ablalardan çoğunluğu emekli olacağını ve olacağımızı düşünmüyor. Çevremde olan nadir bir kesim ise emekli olabileceğini düşünüyor. 20 Yıl dolu dolu çalışıldığı zaman primlerin dolmasına kadar her şey normal. İnsanı zorlayan kısım bu zamandan sonra başlıyor. Emeklilik yaşı nın 65 olması bayanlarda ise 60. Tam tamına 45 yıl çalışacak bir insan olabilir mi? Kaç kişi 45 yıl boyunca çalışmış. Lakin işine göre değişebilir benim ağırlıklı olarak kastettiğim konu fabrikada işçi pozisyonuna göre konuşuyorum.  Ben şu zamana kadar bir fabrikada çalışan 45 yıllık bir işçi duymadım görmedim. Açıkçası bu emeklilik yaşı ülkemizde ki çalışma koşullarına bakarak kesinlikle fazla. Bu konunun bir daha açılıp emeklilik yaşı nın düşürülmesi konusunda hemfikirim. Zaten her şey bir yana ben ve benden sonraki neslin emekli olacağını bile düşünmüyorum. 65 Yaşına kadar fabrikada çalışa çalı

Sülük Tedavisi

  Sülük tedavisi antik Mısır dönemine dayanan eski bir geleneksel tedavi olup Osmanlı'ya 1800'lü yıllarda uygulanmaya başlamıştır. Bir çok Avrupa ülkelerini kapsamaya başlayan bu tedavi Amerika'nın bütün hastanelerinde ve kliniklerinde mevcut hale gelmiştir. Sülüğün herkes tarafından bilindiği gibi pis kanı çekmesiyle öne çıkar. Tabi bu kanı çekmesinin yanında kendisinde olan enzimlerin 100 ile 105 civarını kana aktarır. Bu şekilde tedaviyi gerçekleştirmiş olur.  Annem uzun bir zamandan beri hacamat tedavisi görmüştü. Son seansta sülük tedavisi ni önerdiler ve annem sülük tedavisini denemek isteyip son seansa sülük tedavisi de eklendi. Tabi sülük tedavisini yapan işin ehli bildiği insandan memnun kalmadı. Belli ki işin ehli değilmiş. Sülüklerin kanı çektiği zaman kendiliğinden düşmesi bekleniyormuş. Lakin bu kadın sülüklerin tamamen kanı çekmesini beklemeden sülükleri çıkarmaya başlamış. Hatta bazılarını zor çıkarmış. İki de bir saate bakıyormuş. Belli ki bir acele

Kredi Kartı Başvurusu

 İki hafta önce hafta sonu İstanbul'a kuzenlerimin yanına gitmiştim. Muhabbet sırasında eniştem biraz tavsiyede bulundu. Askerden sonra kredi kartı kullanıp limiti fazla abartmadan kontrollü harcama yapmamı söyledi. Kredi notum yükselirmiş. Kredi notunun yükselmesi ile ilgili fazla bir bilgim yoktu, sağ olsunlar o akşam epey beni bilgilendirdiler. Bende askerliği falan beklemeden kredi kartı başvurusu yaptım. Şimdiden ufak ufak başlamak istedim. Malum önce ki yazılarıma bakarsanız bankada mimli insanlar arasındayım. Tabi beni bu duruma düşürenler yüzünden böyleyim.   Kredi kartı başvurusu yaptıktan sonra sabırsızlıkla beklemeye başladım. Gelse de bir an önce kullansam diye. Ve dün kredi kartım geldi. 9600 Lira limit vermişler. Annem limiti 5000 liraya düşürme mi istiyor. Lakin ben pek razı olmadım. 9600 Lira harcamam inşallah. Babamın sadece tek bir kelamı oldu. " O karttan sakın para çekmeye kalkma çünkü krediden daha fazla faiz koyuyor " Dedi. Taksitli nakit ava

Az İnsanla Çok İş Yaptırmak

 1 Hafta önce annem pazardan gelirken ansızın bir köpek annemi ayak bileğinden ısırdı. Meğerse köpeğin orada yavruları varmış ve annem o yavruları fark etmemiş geçerken. Ama yavruların üstüne bastığı yok o kadarda kör değil yani kadın. Kadın kaldırımda yürürken yavrulara yakın yerden geçmiş ve köpekte yavrularını kıskanıp ısırmış. En azından millet yavrularını kıskandığı içindir diyor. Ardından hastaneye gidip tetanoz ve kuduz aşısı vurulmuş. Şimdi ise belirli günlerde hastaneye gidip kuduz aşısı vurulması gerekiyor.  2 Gün öncede annemin kuduz aşısı olması gerekiyor ve hastaneye götürdüm. Şansımıza öyle acil hastalar geldi ki bizden sonra. Bir buçuk saat aşı için bekledik. Dünya'nın hastası toplandı. Hastanede iyice ramazan pidesi kuyruğu gibi sıra oluştu. Dayanamayıp hemşirenin yanına gittim.   Ben: Hemşire hanım aşı odası daha boşlamadı mı? Bir buçuk saatten beri aşı için bekliyoruz.   Hemşire: Acil hastaların öncelikliği var.  Aramızda geçen diyalog bu kadar.

AKRABA İLE ALIŞVERİŞ YAPMAK

 Yaklaşık 18 yıl önce şuan oturmakta olduğumuz evin temelleri dayım sayesinde atıldı. Evimizin hemen arakasında dayım bir arazi aldı. Tabi biz o zaman kiradaydık. Dayım tutturdu siz de kurtulun kiradan müstakil eve yerleşin kafalarında. Annemde de müstakil evde yaşama isteği vardı. Dolayısıyla bir karar olup evin temellerini atmışlar. Dayım tabi İstanbul'da yaşıyor. Arsası öyle duruyor bizim evin arkasında. Artık dayım bir karar vermiş. Arsayı satacakmış. Evin iki kardeşi olarak bizim işimize fazlasıyla yarayacağını düşünerek ilk ve tek müşteri biz olduk şimdilik. Dayımla ufaktan konuştuk tabi daha para mevzusunu konuşmamıştık. Dayım bize satacağını söyledi. Hatta annem inanmamıştı dayıma çünkü çok şakacıdır oyuncudur. Şaka yaptığını düşünüp yengeme sormuş. Yengem " Satacağız " cevabını verdikten sonra bankalarla kredi konusu konuşuldu nasıl olur nasıl gider... Derkeeeen oturduğumuz ilçede kaplıca suyu bulunmuş. Dayımın tabi bundan haberi yok. Yengemin akrabası (Bizim otu

HİSSEDİLEN YAZLNIZLIK

Resim
 Aramızda zaman zaman kendisini yalnız hisseden arkadaşlarımız var mıdır? Bilmiyorum. Fakat az da olsa kendisini yalnız hissetmeyen insanlar vardır. Bu duruma fazlasıyla tanık olmuşluğum var. Tabi yalnızlığı tek bir sınıfta izah edemeyiz. Herkes eksik olduğu ve yokluğunu fazlasıyla farkettiği şeylere, insanlara, aşklara, aileye, paraya, arabaya, özgürlüğe vs yaşamak istediklerine özlem duyar. Her özlem duyduğunda o kadar yalnız olduğu yüzüne vurur. İster istemez bir burukluk yaşar. Bir eksiklik bir boşluk olur o anda doldurulması imkansıza yakın olan. O zaman hayattan hayal ettiği beklentileri olmayacağını düşününde var olup aksine hayal ettiği hayattan beklentileri olacağını düşününde var. Bu durumda insana ne düşünüyorsa o durumu aksine çevirmeniz zordur. Ben mesela bu tip durumlarda çok değişik bir ruh haline bürünüyorum. Bazen kendimi tamamen savunmasız hissedip boş veriyorum her şeyi. Artık üstüme kaldıramayacağım bir yorgunluk biniyor ve bu beni her anlamda tüketiyor. Bazen ise ö

BAYRAMA TATİL OLARAK BAKMAK

Resim
 Eskiden küçükken hiç bir şeyin farkında değildik. Okul zamanlarında veya ondan da öncesi. Bayramda anne babamla bayramlaşmaya giderdik akraba ziyareti komşu ziyareti falan. Yani mahalle mahalle gezerdik. Fabrikaya girdiğimden beri bayramları daha çok tatil niteliğinde değerlendirmeye başladım. Tabi bunun için hiç kimseyle bayramlaşmıyorum diyemem. Elbette ilk olarak bayramlaşıyorum. Geri kalan zamanı tatil olarak değerlendiriyorum. Çünkü fabrikada mavi yaka sınıfında bir işçiyim. Yani bir memur değilim. Dolayısıyla benim gibi çoğu işçinin gözlediği iki şey yıllık izin ve bayram tatilleri. Yani bayramı tatil olarak algılama konusunda ben tek değilim. Mümkün mertebe zamanı iyi değerlendirmek gerekiyor. Malum fabrikada anamız ağlıyor. Hani derler ya "Nerede o eski bayramlar" diye dillere pelesenk olmuş bir söz var. İşte şimdi bu söze kesinlikle hak veriyorum. Ayrıca eskiden daha çok para toplardım ben. Lisedeyken resmen cari açık oluştu. Şimdiyi zaten boş verin kim para verir ç

HERKES HAKLI

Resim
  Şuan biraz geçmişinizi düşünün. Özellikle sevdiğiniz birileri sevgili, arkadaş, aile, akraba gibi değer verdiğiniz insanları düşünün. Bunlarla hiç tartıştığınız oldu mu? Veya anlaşamadığınız anlar vs. Peki sonunda kim haklı çıktı? Yoksa sende haklı olduğun halde susanlardan mısın? O zaman tanıştığıma memnun oldum. Herkes neden bu kadar haklı? Nasıl oluyorsa hep kendilerini haklı çıkarıyorlar? Artık insanlardan soğudum. Herkes kendisini haklı çıkarmak için belli başlı bahaneleri öne sürüyor. Aslında o da biliyor bahane olduğunu lakin artık bahane boyut değişiyor yani. Aşırı büyütüyorlar. Biz peki bahaneler yüzünden mi haksız kalıyoruz? Hiç kimse birbiriyle anlaşmaya çalışmıyor. Böyle giderse ortada bir değer bir sevgi kalır mı? Bir arkadaşının, sevgilinin, akrabanın gözünde vezir olmak da rezil olmak da senin elinde. İnsan kendi kendini batırır yada yüceltir. Kendini beğenmişlik olarak değil karakter olarak söylüyorum. Yanlış kabullenmeyen bir insandan ne beklenir... Ne kadar iyi olur

1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİLER BAYRAMI

Resim
  Bugün 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler bayramı. Öncelikle bütün işçilerin işçi bayramını kutlarım.  Geçen haftadan fabrikada sendikacılar elinde bir listeyle dolaşıyorlardı. Belli ki 1 Mayıs'a adam lazım. Yani sendikayı temsil edecek birileri lazım, bir topluluk lazım. Zaten herkesin ismini yazdılar. Tabi gelmeyenler bir o kadar da fazlaydı. Bugün 11:00'da başlayacak 1 Mayıs gösterilerine katıldım. Tahmin ettiğimden daha kalabalıktı. Saygı duruşuna durulup İstiklal Marşı okundu. Üst mevkiye sahip bir takım insanlar konuşma vs yaptıktan sonra halk oyunlarıyla son buldu. Öyle olması lazım halk oyunlarına başladıkları zaman ben yavaştan yuvama çekilmeye başlamıştım. Gerisini bilemem. Malum bu akşam gece işe gideceğim uyumam lazım. Bazıları gereksiz olarak bakıyor bu tip gösterilere bazıları ise tatil deyip oralı olmuyor bile. Aslında bugün (bende bir işçi olarak) bizim bayramımız. Neden kutlamayalım ki? Bu bayramları değerlendirmemiz en içten duygularla kutlamamız lazım. Çünkü bugün

İŞTEN KAYTARMAK

Resim
 Fabrikada üç vardiya sistemin de çalıştığımı söylemiştim. Bu hafta gece vardiyasındayım. Ve yarın 1 Mayıs İşçi Bayramı olduğu için bu akşam işte değilim. Yarın gece işteyim tabi gece 00:00'dan sonra gün atladığı için 2 Mayısı çalışmamız gerekiyor. Buraya kadar bir sıkıntı yok fakat dün akşam normalde işe gitmem lazımdı. Normalde hiç kimse çalışma olacağını beklemiyordu. Fakat paraya acıkmış yöneticiler sağ olsun biz gibi işçileri rahat bırakır mı? Çalışma var. Ben Türk firmasında çalışırken abim ise Alman firmasında çalışıyor. Ve abimlere pazartesi çalışma yok. Bize ise çalışma var. Nasıl iş anlamadım.  Dün uyandım. İşe de hiç gidesim yoktu. Düşünüyorum ne yapsam diye. Çok kararsız kaldım rapor almak için. Abimde beni gazlayınca soluğu doktorda alıverdim. Dün akşam güzel bir kayış attım anlaşılan. Bu rahat davranışlarım nereden geldiğini söyleyeyim hemen. Seneye Mayıs ayında askere gideceğim. Dolayısı ile bunu bütün ustalar vardiya amirleri vs bildiği için bana kimse sesini çıka

AQUA EAU DE TOILETTE ERKEK PARFÜMÜ

Resim
 AQUA EAU DE TOILETTE ERKEK PARFÜMÜ, Uzun süre kalıcı  ferahlık hissi yaratan canlandırıcı bir parfüm Okyanustan esinlenen, açık uçlu, sınırsız  hacimli koku salt bir özgürlük metaforudur. Bu deniz kokulu parfüm  enerjik ve erkeksi kokular taşıyan deniz tuzu notalarıyla  ve farklı bir deniz suyu aromasıyla süslenmiştir. Erkeğin vahşi doğaya ve elementlere karşı gücünü sınayan, erkek içgüdülerini uyandıran bir parfüm. Kokuya derinlik kazandıran ve sıcak bir maskülen ağaçsı iz bırakan özgün  Lorenox  bileşeni içerir. Ciltte uzun süre kalmasını sağlamak için çok konsantre parfüm yağları içerir. https://urun.gittigidiyor.com/kozmetik-kisisel-bakim/aqua-eau-de-toilette-347481027#    

İÇİMDEN GEÇENLER

Resim
 Bugüne kadar ne kadar yanlış insanların ortamında yanlış insanların yanında hatta onları yanımda bulundurduğumu düşündüm de kendimi enayi sıfatını yakıştırmaktan başka bir şey bulamadım. Ne zaman bir yardım olduğunda, zor durumda kalacağımı bile bile yardıma koştuğum zamanlar oldu oysa kullanıldığımı fark edememişim. Boşa demiyorlar " Menfaat Dünya'sı " diye. Saflığımdan iyiliğimden kaybettiğimi söylüyorlar. Bunları inkar eden yok. Fakat benim hak ettiğim böyle insanlar böyle davranışlar mı? İnsanların hiç adaleti yok mu? Çevremde herkes çakal olmuş. O kadar yanlış insanlara kapımı açmışım ki bir yandan fazlasıyla pişman bir yandan yeteri kadar deneyim oldu. Herkese karşı saf duygularla yaklaşan insanların tek sorunu herkesi kendileri gibi sanmaları. İnsan ilk başta burada kaybediyor. İster aşk olsun ister arkadaşlık dostluk olsun. Öyle insanlar tanıyorum ki kardeş kardeşe kazık atıyor. İnsan artık ne diyeceğini bilmiyor. Pişman olduğumu söylemiştim lakin üzgün değilim.

KISA BİR BULGARİSTAN ZİYARETİ

Resim
   Annem ve babam Bulgaristan göçmeni olduğu için dolayısı ile benimde kökenim göçmen oluyor. Bulgaristan'da epey akrabalarımız var. Sonuçta sülale olarak göç etmemişler buraya. Amcam nefes darlığı yaşıyor. Bunun için tedavi görüyor. Tabi şimdilik ilaç kullanıyor kendisine elinden geldiği kadar iyi bakıyor. Dedem anneannem annem babam ve ben amcamı ziyarete gitmeye karar verdik. Malum yaşlı insan hazır herkes hayattayken bir görüşelim istedik. Sadece benim izin almam gerekiyordu. Fakat izin vermezler diye düşünüyordum. 4 Gün izin alacağım yani aslında izin vermeleri lazım ama yine biraz tereddüt etmiştim.    Geçen hafta beraber çalıştığım arkadaşa söyledim durumu. Arkadaş bana demez mi "4 Gün neden alacaksın ki alacaksan bir hafta al haftayı kapat" benim kafada tilkiler çoğaldı fakat ben yine de 4 gün izin istedim. Aslında 2 gün kalıp üçüncü gün dönecektik lakin ben bir gün fazla istedim. Dinlenmek lazım iş her zaman olur. Vardiya yönetmeninden dört gün izi

ASKERLİK KAPIDA

Resim
   3 Yıl önce askerliğimi tecil ettirmiştim. Tabi doya doya gez toz.. Nasıl olsa askere gitmemişim henüz dolayısı ile üzerimde fazla bir sorumluluk yok. İş hayatı açısından söylüyorum. Malum askerden geldikten sonra ciddi bir iş lazım ne de olsa asıl hayata o zaman atılıyoruz. Yeni bir aile yeni bir yuva yeni bir hayat kurmuş oluyoruz. 2018 Yılına kadar tecilim vardı. Gel gelelim tecil bitti. 2 Hafta içinde şubeye gidip gerekli bilgileri almam lazım. Kaçak gözükürsek sıkıntı. Hiç anlamadan askerlik geldi. Bir bakıma askerlik kapıda ve o kapıyı ben mecbur açacağım. Tabi tecili bozan arkadaşlarım var. Onların bana tavsiyesi "Şubeye giderken hazırlıklı git. Bakkala gider gibi gitmiyorsun oraya kimliğini veriyorsun. Bir bakmışsın 1 hafta içinde seni almışlar. Orası ayrı bir Dünya."  Aslında böyle çok iyiydi. Nasıl olsa önümde daha askerlik var diye işi bazen askıya alıyorum. Kafa raporu olsun izin olsun bir de fabrikanın sahibi gibi yürüyüşüm vardır benim mesai saatinde

EVLENMEK İÇİN ACELE ETMEK

Resim
     "Şu zamanda boşanmaların çoğu erken ve acele evlilikten kaynaklanıyor." Derdi abim. Bir bakıma doğru söylüyor çevremde bunun örnekleri bariz bulunmakta. Evlenmek için acele etmek ne kadar doğru? Arkadaşım sırf evlenmek için tecili bozdurup askere gitti. Daha 21 yaşında yakın bir zamanda evlenmeyi düşünüyor. Üstelik evlenme teklifini askere gitmeden önce yaptı. O kadar genç yaşta sorumluluk almaya gerek yok bence.   Örneğin bir başka arkadaşım o da 22 yaşında çıktığı kız ile 1 senesini doldurmadı. Gel gelelim bu yaz düğün yapmayı düşünüyor. Epey aceleci bu arkadaşlar. Bu evlilikte ne var bu kadar erken evlenmeye çalışıyorlar. Tamam yuvanı kuracaksın eşin yemek yapar eşinle beraber aktivite yaparsınız. Lakin bende 21 yaşında olmama rağmen bu yaşta sevgilimle yada arkadaşımla aktivite yapmayı tercih ederim. Yani evlilik için daha zamanımın olduğunu düşünüyorum.  Bana zamanımın geldiğini söylüyorlar evlilik için. Dolayısı ile ben pek kulak asmıyorum. En

İNSANLAR DEĞİŞMEK ZORUNDA MI?

Resim
 İnsanlar neden değişiyor? Neden hiç kimse tanıdığımız gibi kalmıyor? İnsanlar değişmek zorunda mı? Tanıdığım herkes mi bencil bu hayatta? Sevmek değer vermek ilgi göstermek hepsi bu insanlara fazla bence. Hatta bu insanlara ait bir kavram olamamalı bunlar. Arada ki bağı elimden geldiği kadar pürüzsüz bir şekilde yürütmeye çalışırken neden değişiyor bu insanlar? Ben ne yaptım? Ne suçum var? Bunu mu hak ediyorum ben? Üzülmeme neden olacak insanlarla dolu çevrem. Ailemden saydıklarım zamanında beni çok mutlu eden şimdide beni en çok üzenler genelde. Bu insanlar hiç mi geçmişi düşünmüyor? Ne halden ne hale sokuyorlar beni. Fakat insanlar bencil olmasın arkadaş yoksa benim gibi enayilere oluyor olan. İnsanın duygularını sömürür olmuş insanlar. Sadece onların kalbi var bizim ki taştan. Bize bir şey olmaz. Öyle garip ki insanoğlu sevmeye sevilmeye değer vermeye ilgiye ihtiyacı var. Bunlardan mahrum bırakırsan kimse senin olmaz lakin mahrum bırakmazsan bu seferde değişir. Tanıyamaz