Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emeklilik Kaygısı Duyan Gençler

Resim
     Emeklilik yaşının 65'e çıkması üzerine emeklilik kaygısı duyan gençler olarak bir çoğumuz emekli olacağımıza şüphe ile yaklaşıyoruz. İş şartları bu ülkede zor olmakla beraber bir hayli ağır. Sağlık olmadıktan sonra emekliliği bırakın yaşamaya dua edin. Bir çok tartışmalar yaşandı fabrikada ki işçiler arasında. Örnek olarak herkes yurt dışında ki emeklilik yaşını savundu. Emeklilik yaşı orada da az değil. Neden biz onlarla eşit olmayalım vs. Bir abi çok güzel demişti. "Tamam o zaman yurt dışında ki çalışma olanaklarını bize de sunsun o zaman 65 yaşına kadar çalışırım." Bunun üzerine "Kaç kere yurt dışında çalıştın" vs tarzında söylemler geldi. Burada herkes kendi fikrini savunuyor. Hiç kimse ortak yönde olaya tarafsız bakmıyor. Bu konuda benim düşüncem ya emeklilik yaşı düşsün ya da bu ülkede çalışma şartları yurt dışında ki şartlarla eşit uyumlu olsun. Çünkü iş şartları ağır. Tabi bu son söylediğimin gerçekleşmesine ihtimal vermiyorum. Doğal olara

Asansörde Çöp Taşınıp Hastaları Bekleten Hastane

Resim
   Şimdiye kadar akıl almayan bir çok haberler videolar vs gördük. Ve bunlara bir tanesi daha eklenmiş durumda. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde asansör yardımıyla yukarı çıkmak zorunda kalan hastaların asansör önünde sıra beklediği görülüyor. 10-12 Defa asansörün dolu geldiğini söyleyen hastalar ve bu durumdan şikayetçi olan hasta yakınları hastane yönetimine şikayetini dile getirip özür dilekleriyle geri dönmüşler. Hastanede personel kartlarıyla okutulup binilen asansörlerde çöp ve eşya taşındığı söyleniyor. Bu ülkede sağlık o kadar mı ucuz artık? Elbette işin bir zorluğu vardır. Fakat sağlık söz konusu olduğunda zahmete giremiyorsan o işi ait değilsin o zaman. O kadar hastaları bekletme hakkınız yok. Üstelik yaptığınız iş, sağlığın yanında hiç kalır. Bütün işler sağlığın yanında hiç kalır desek yeridir. Çünkü insanoğlu o derece bencil olmuş ki karşısında ki insanın sağlığını düşünmekten bir haber olup aynı durumun kendisine veya bir yakınına yapıldığını görse

Bulgaristan'dan Gelen Misafir

Resim
 Geçen Cumartesi günü abimin arkadaşının doğum günüydü. Aynı zamanda arkadaşı beni de yakından tanıyor. Kısaca ailece tanışıyoruz kendileriyle. Yakın zamanda düğünü olmuştu. Artık evli bir birey. Doğal olarak doğum gününe belirli insanları davet etmiş. Davetlilerin arasında bende vardım. Her ne kadar doğum gününe gelemesem de eminim ki adam beni yine sever sayar. 22 Yıllık arkadaşlığı var abimle ikisinin. O akşam (Cumartesi) birinin işi düşmüştü bana çocuk zor durumdaydı. Onun işini hallettim. Ondan sonra biraz cafede takılalım doğum gününe sonra giderim dedim. Aynen dediğim gibi yaptım fakat ven nereden bileyim doğum gününün erken biteceğini. Abimi aradım beni alması için. Tek başına gelmedi tabi. Yanında Bulgaristan'dan bir tane misafir vardı. Misafir abimden küçük benden büyük genç yaşlarda ve abimin arkadaşının akrabasıydı. Kuzeni diye aklımda kalmış fakat tam olarak bilemiyorum.  Bulgaristan'dan gelen misafir boş gelmemiş. Yanında viski getirmiş gelirken. Şehir

Sahte Dönerciler

Resim
 Etin 50 liraya kadar ulaşan fiyatı sahte dönercilerin artmasına neden oldu. Soya kıymasını ve tavuk etinin lohusa şekeri ile karıştırılması sonucu ette görünen döner rengi ortaya çıkıyor. Sahtekarlığın en kötü yönünü gıda sektöründe yaşamak sağlımıza mâl olacak ciddi bir durum. Halktan istenen ucuz dönerleri asla yememeniz. Ucuz dönerlere yaklaşmayın sakın. Çünkü ucuz dönerin içinde ne olduğu bilinmediği söyleniyor. Sahte yapılan dönerlerin içine hayvanların iç organlarından tutun tavuk tırnağına kadar her şeyin koyulduğu söyleniyor. Hatta dönerin içinden hayvan derisi çıktığını bile duydum. Biz halk olarak dönerin sahte olup olmadığını anlayamayız. Fakat bunların umarım en yakın zamanda bulunup cezalarının verilmesi gerçekleşir. Para için insanların sağlıyla oynamak ahlaksızlık karaktersizliktir. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok ve bunun cezasını umarım en yakın zamanda yakalanıp çekerler. Bize söylenen sadece ucuz dönerleri yemeyin. 1 liraya 2 liraya satılan dönerlerin pek sağlıklı o

Nasıl Cool Olunur?

Resim
   Belki senelerden beri bu konuda bir çok yazı yazıldı. Genelde çoğu yazılar birbirlerine benzer şekilde. Burada biraz farklılık göstermek adına bir şeyler yazacağım. Cool olmanın faydaları yada zararlarının olup olmadığını kimse düşünmez. Bir çoğu cool olmanın kızlar üzerinde ki etkisine bakarak bazıları ise her olay karşısında rahatlığını bozmayıp kendince olup net cevap verebilecek düzeyde olmasına özenir. Bunları sıralayalım; Cool olacağım diye kimseye özenmeyin kendiniz olun: Etrafınızda cool olan insanlar belki vardır. Onlara özenmeye gerek yok. Onlar gibi bakmaya yada bakışlarınızı değiştirmeye onlar gibi hareket edip onlar gibi davranmaya kısaca o ne yaparsa sizde aynısını yapmanıza gerek yok. Kesinlikle aynılarını yapmayın. Farklı olun. Çünkü cool olmak bir özentilik değildir. Bu yüzden tamamen kendiniz olun. Az konuşun öz konuşun: Cool insanlar sadece hareketleri ve fazlasıyla rahat görünmesiyle değil sözleri ve konuşmalarıyla da farklıdır. Genelde çok konu

İşsizlik İçin Ufak Bir Öneri

Resim
 Bu söylediklerime belki katılmayanlar olabilir. Özellikle emekli olup hala çalışanlar karşı çıkacaktır. Fakat fabrikalar için (İşçi sınıfını baz alıyorum.) ayakta kalabilmek için en köklü formül torpildir. Torpil olduktan sonra hakkını veren bir çok işçinin üstünde olursunuz. Torpilde işsizlik için ufak bir sebeptir. Mesela torpiliniz varsa fabrika kontenjanı sizin için sorun değildir. Elbet sizin içinde bir yer vardır. Fakat burada asıl anlatmak istediğim torpil değil.  Peki nedir? Diyeceksiniz.  Bir adam düşünün fabrikaya giriyor ve yıllarını verip orada emekli oluyor. (Bizde oluruz inşallah) Emekli olduktan sonra çalışmaya devam ediyor. Sorun da burası. Emekli olduktan sonra çalışsın fakat emekli olduğu fabrikada kalmasın. O fabrikadan çıkartılsın. Kendisine dışarıda da iş bulabilir çalışmak istedikten sonra. Ona uygun taşeron işine girebilir vs. Emekli olduğu işletmede kalıp hala devam ederse ne olur? Çift maaş alır fakat bu beni ilgilendirmez. Zaten umrumda da değil ist

10 Ayda 20000 KM Olan Sıfır Araba

Resim
 Geçen sene Eylül ayında Volkwagen Caddy almak üzere Volkwagen bayisi ile anlaştık. Eylül ayında yapımına başlanan arabaya Ocak ayında kavuştuk. Ocak ayından bu yana doğru tam 10 ay geçti ve 10 ayda araba tam 20000 Km oldu. Hesapladığın zaman ayda 2000 Km yol yapmış oluyoruz. Ailede babam abim ve ben kullanıyoruz arabayı. Annemde de ehliyet var yeri geldiğinde o da kullanıyor fakat çok nadir. Babam bizim kadar kullanmasa da abim ve ben arabadan inmiyoruz hiç desek yeridir. Abim genelde şehir içinde dolaşır. Ben çoğunlukla şehir içinde araba kullanmam. Daha çok şehir dışına uzun yola çıkarken alırım arabayı. Böyle yaptığım halde ayda 2000 Km olması da doğal olarak gayet normal. Tabi bu durum böyle gitmedi.  Babam bizi karşısına alıp arabanın Km'sinin çok olduğunu bu durumu biraz frenlemek gerektiğini söyledi. Hatta arabanın anahtarını ve ruhsatını sakladı. Artık araba keyfe keder değilde acil durumlarda birinin işi olduğu zamanlarda çıkacak. Böyle olacağını hiç düşünmemiştim tabi

Sermaye Olmadıktan Sonra Bilginin Yararı

Resim
  Sermaye olmadıktan sonra bilginin yararı nasıl olur? Çevremizde birden fazla konuda bilgisi olan az kişi vardır. Burada kastetmek istediğim bilgi az buz bilgi değil. Derinlemesine birden fazla alanda engin bilgiye sahip insanlardan bahsediyorum. Bilgili olmak çok güzel bir şey hele ki birden fazla alanda bilgiler avucunuzun içindeyse harika. Peki bu bilgileri değerlendirmek istemez misiniz? Açıkçası ben isterim ve kendi işimi yaparım en iyi en bilgili olduğum işi. Bunun için gerekli olan nedir? Tabi ki sermaye. Sermaye olmadıktan sonra istediğiniz kadar bilgili olun istediğiniz işi yapamazsınız. Bir işletmede bilgi alanınız çerçevesinde çalışabilirsiniz. Fakat ondada istediğiniz kadar bilgili olun sabit bir ücret eşliğinde yerinizde sayarsınız. Yükselme şansınız olmaz. Belli bir konuma sahip olabilirsiniz fakat o biraz zaman alır. Torpil varsa o zaman ayrı hemen yüksek konumda bile iş başı yapabilirsiniz. Neyse konudan çıkmayalım. Yani birinin emri altında çalışırsanız isted

Araba Piyasası

Resim
 Bu ülkede araba piyasası borsa gibi adeta. Olmayacak arabaları olmayacak fiyatta değer biçiyorlar. Bunu gören diğer vatandaşlarda bundan aşağı kalmayıp onlarda şişirmeye başlıyor. Bir bakıma kendi kendilerine göre fiyatlar yükseliyor hiç anlamadan. Bazende öyle ucuz arabalar buluyorsun ki bu arabanın değeri bu fiyattan çok daha fazla diyorsun. İşi ticarete döken de var arabayı satarken kar bırakmak isteyende. Arabaya masraf yapmış olabilirsin. Ben ne yapayım kardeşim arabayı alırken neden yaptığın masrafları fiyatın içine dahil ediyorsun ki? Tamam arabaya tek tük modifiye yapmışsındır veya arabaya ses sistemi yapmışsındır. Ona lafım yok. En kötü ses sistemini söküp fiyattan düşersin. Fakat en ufak bir şeyden dolayı arabanın fiyatını uçurmak anlamsız.   Zaten arabanın orijinal haliyle bile uçuk fiyattan itelemeye kalkanlar var. Bu kadar yapmayın etmeyin. Ferrari mi satıyorsun ne yapıyorsun arkadaş. İyice küfür eder gibi fiyat biçiyorsunuz arabaya. Kar yapsan kötü mü olur?

Askerde Berber Olmak

Resim
  Yılların hiç yıpratamadığı bir dosta sahibim. Bu benim için önemli çünkü ilk okul arkadaşlarım yolda beni gördükleri zaman bırakın selam vermeyi yüzüme dahi bakmıyor. Burada en yakın arkadaşım Atakan'dan bahsediyorum. Aile dostumuz sayılır ki eskiden oturduğumuz evimizi onlara sattık. Orada arkadaşlık başladı diyebiliriz. Ömrümde anlaştığım en iyi arkadaş.   Bu arkadaş Liseyi bırakıp berber olmaya karar verdi. Oldu da sonradan açıktan Liseyi okudu. Kalfalık belgesi falan aldı. Pek berber belgelerinden anlamam ama var bir belgeleri... Şubat ayında askere gitti. Şu an Van'da askerlik yapmakta. Tabi Van usta birliği ve orada da berber. Rütbeli askerleri tıraş ettiğini söylüyor sadece. Normal sıradan bir askeri tıraş etmiyormuş. Askerliğinin bitime 6 ay kala yada o civarlar nöbetten düşmüş. Nöbet tutmuyormuş. Adam bazen sabah 8 de bazen ise 9 kalkıyor. Adam benden daha rahat. Konuşuyoruz sıklıkla ve bana bazen fotoğraf gönderiyor. Dükkanda çayını almış eline açmış

İnternetten Alış Veriş Yapmak

Resim
 Şu yaşıma kadar asla yapmadığım bir durum. Rahatlık mı belki rahatlık belki pişmanlık belli olmaz. Oturduğun yerden sipariş verdiğin ürünler ayağına gelebilir belki fakat geri iadesi var mı? İnanın hiç bir bilgim yok. İnternetten alışveriş yapan arkadaşlarım var çoğunlukla ayakkabı alıyorlar. Bir sıkıntı çıktığını duymadım. Fakat fabrikada ablam internetten alışveriş yaptığında mont sipariş vermişti. S beden gelmesine rağmen kadından tam üç tane sığardı montun içine. Deniz botu gibi mont denizde kullanmak için göndermişler galiba. Ayrıca internette okuduğum bazı blog yazılarında internetten verilen siparişin sonunda hüsranla karşılaşanlarda yok değil yani. Üstüne oturmayan ürün mü istersin? Yoksa seni kazıklayan mı istersin? Evet kazık atanı da gördüm. Adam para için başka malı gönderiyor. Artık Dünya öyle bir hal aldı ki internette bir siteye veya bir foruma üye olurken bile çekiniyorum. Şahsi düşüncem internetten alışveriş olmaz değil tabi ki olur fakat hediyelik bir eşya bir kitap

Kazadan Kıl Payı Yırtmak

Resim
   Geçen Cumartesi gecesi arkadaşım Yaşar ile Yaşar'ın kız arkadaşını evine bıraktık. Kızın evi bizim oturduğumuz ilçeye tam olarak 70 Km uzaklıkta. Akşam saat 19:00 civarı ve yolun ormanın içinden geçiyor desek yeridir ki sağımız solumuz ağaç kaynıyordu. Bir de hiç sokak lambası yok yolda bir tane bile ışık yok sadece köylerin içinden geçerken sokak lambası görebilirsiniz. Arabanın farı yetmiyor mu? Elbette yetiyor tabi her şey bir yere kadar. Yollarda o kadar virajlı ki arkadan itişli bir araba olsa altımda yanlayarak girdiğim bir kaç viraj olurdu. Tam drift yapmalık yol. Biz önden itişli Caddy'mizle sakin sakin geliyoruz. Viraja yaklaşırken 90-100 Km hızla gidiyorum. Virajdan bir tane tır kamyon çıktı. Kamyon daha viraj çıkamadan bir tane kamyonet virajda tırı sollamaya kalktı ki viraj öyle bir viraj ki karşıdan geleni göremiyorsun viraj öncesi. Yolum o esnada bayır aşağı biraz ve hemen frene asıldım. Fakat kurtaracak gibi değil. Sağa kırdım direksiyonu sağ ise ağaç

Özgür Olmak

Resim
  Özgür olmak hayatımızda en önemli değerlerden bir tanesidir. Özgürlüğün değerini bilmeliyiz ki herkeste olmayan bir değerdir. Malum bazı ülkelerde insanlar sokağa çıkamaz oldu. Adeta ölümle burun burunalar. Aslında herkes ölümle burun buruna bir bakıma çünkü ölümün ne zaman geleceği belli değil. Fakat özgürlük adına atamız Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptıklarını unutmamak gerekir. Ne kadar güzel bir şey yapmış atamız Mustafa Kemal Paşa. Bunun değerini bilmeliyiz. Bilmezsek kaybettiğimiz zaman anlarız kıymetini. Özgür olmak aslında sadece tek bir kalıp olmamalı şahsi fikrimce. Tabi ki en başta toplum olarak özgür olmalıyız özgür yaşamalıyız. Daha da derine inersek yani daha kişiselleştirmek istiyorum. İnsan yaşadığı ülkede özgür olmalı (güzelim Türkiye'mde özgür bir hayat yaşıyoruz) sonrasında ki özgürlükleri tamamen kişiselleşmeye dayalı olduğunu düşünüyorum. Mesela aile içinde özgür olmalı, elbette kısıtlama olabilir fakat abartılmamalı. Arkadaş çevresinde özgür olmalı özgür