Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YALANLARA İNANMAK

Resim
 Yalanlar bize o kadar saf gelir ki hele ki yalandan iltifatlar yalandan sevgiler yalan aşklar... Bunların hepsi bize o kadar güzel görünür ki hemen gözlerimiz kapalı ve kollarımız açık bir şekilde o yalanlara doğru koşarız. Kaybedeceğimiz aklımızdan bile geçmez. Tabi asıl kaybeden kim olur? Yalanlara inanmak saf insanların işi değil yalan söyleyeni saf olarak görmesidir. Bu sayede asla ona karşı bir şüphe birikmez aklında. Güvenirsin... Sadece bir boşlukta kalacağını bilmeksizin güvenirsin, güvendiğin için pişman olacağını bilmediğin için güvenirsin. Her şeyin çok güzel olduğunu sanırsın. Hayatında her şey yolundadır. Evet gerçekten yolunda olduğunu sanırsın tabi canından çok sevdiğin insan seninle yolları ayırana kadar her şey yolundadır. Arkasına bile bakmaz gitmek için tereddüt bile etmez. Gözünü kırpmadan bir kere düşündüğünü ikinciye düşünmeden istediği gibi hareket eder. O zaman anlarsın ki bütün yaşananların hepsi birer yalanmış. Başından beri seni süslü hüzün

BİR İNSANIN HAYATINDA 2. SEÇENEK OLMAK

Resim
 Bir insanın hayatında 2. seçenek olmak daima arka planda kalmaktır. İşine geldiği zaman sizi görür işine gelmediği zaman siz bir hiçsiniz. Tabi siz bunun farkında olamayabilirsiniz. İnsan çok sevdiği biri karşında 2. seçenek olmayı pek düşünemez. Aklına pek gelmez. Bunun farkına varmalısınız. Bir insanı çok sevebilirsin ama ona karşı kör olamazsın. Malesef aşk mantık falan dinlemiyor bazılarımız karşısında ki insana kör olabiliyor. Onun kusurlarını görmüyor. Yada görmemezlikten geliyordur. Lakin bir noktadan sonra her şey değişebilir. Birden 2. seçenek olabilirsiniz. Nasıl olsa siz ona onun kusurlarıyla bile kör kütük bağlanmışsınız. Onun için her şeyi yapacağınızı bariz ki çok net biliyor. Bu şekilde sizi peşinden epeyce koşturur. Zaten seven bir insan sevdiğinin peşinden koşması gerekir. Koşmuyorsa eğer zaten o sevmiyordur. Fakat sadece bir tarafın değil iki tarafında karşılıklı koşması gerekir. Böylece bir ilişki başlamış olur.  Bir gün arka plana atılırsanız, geçmiş olsun

Counter Strike 1.6

Resim
2000 Yılından bu yana dayanan kesinlikle efsane bir oyundur. Benim için, ondan sonra ki serilerine bakarsak bile değişmez. Zamanında internet kafelerde neredeyse CS'den başka bir şey oynanmazdı. Özellikle Assault ve Sniper bölümlerini çok oynardık. Bütün kafe kapışırdı birbirleriyle. Adeta yıllanmış şarap gibi eskidikçe değeri artıyor. Bir aralar oynar olmuştum. Fakat uzun bir süre ara verdim. Şimdi tekrar başlamayı düşünüyorum. Bu oyunu herkes oynamalı. İleride çocuklarıma hatta torunlarıma bile oynatırım. Tamam diyebilirsiniz "Ulan o zamana kadar Counter Strike 1.6 mı kalır? O zamana kadar ne serileri çıkar oyunun" haklısınız. Ancak benim gözümde bu oyun eski olsa da onun verdiği tadı hiç bir seri vermiyor. Grafik açıdan şimdi ki oyunlara bakarak kötü olabilir. Ama her şey grafikte bitmiyor. Zaten tadını alan vazgeçilmezi olur.

HERKESİN BİR İLACI VARDIR

Resim
 Bazen insan yaşadığı hayattan bunalır veya yaptığı hiç bir şey ona zevk vermiyordur. Her şeyden sıkılır. Hayatı rutinleşmiştir. Kendisini iyi hissetmiyordur. Ara ara çok olur bana özellikle şu sıralar çok sık oluyor. Yaptığın hiç bir şeyden bir zevk alamıyorsun. Fakat bu birazda yaptıklarına bağlı. Mesela her gün veya sık yaptığın aktiviteleri yaptıysan tabi ki zevk alamayacağın kesin. İnsan ne yapabilir? İşte burada herkesin bir ilacı olduğunu söylemem lazım. Çünkü bazen yalnız kalmak istersin her şeyden herkesten uzaklaşmak istersin. Günlerce kimsenin seni rahatsız etmemesini istersin. Özellikle şehirden uzak doğaya yakın alanda olmak istersin. Kafanı dinlemek istersin. Yaptıklarını ve yapacaklarını gözden geçirirsin. Hayatında ters giden bir şeylerin olduğun farkedersin. Yaptığın yanlışları ve neden bu durumda olduğunu düşünürsün. Bazen arkadaşlarınla ufak bir tatile çıkmak istersin. Veya arkadaşlarınla sabahlara kadar eğlenmek. Bazen sürekli alkol almak istersin. Alkolün

UNUTULMAK

Resim
 Bir insana en çok koyan şeydir unutulmak. Fakat bir ayrılık veya bir küslük olmaksızın unutulmak. Zaten unutulduysanız eğer ayrılıkta gelir küslükte olur. İnsanoğlu çok nankör. Ve birazda saf. Öyle ki saf insanlar nankörlere güvenerek daima kanmış olur. Sonunda da kaybeden olur. Aslında nankör kaybeder. Fakat farkında değildir kaybettiğinin. Bizde bir şekilde kendimizi avuturuz. Bu hayatta sırf kalp kırmak üzmek için mi yaşıyorsunuz? Hiç mi onurunuz gururunuz yok? Madem unutulacak kadar basit biriyiz neden o zaman bir çok vaat veriyorsunuz. Ne olursa olsun insanların gözünde değerimiz her zaman vazgeçilmeye müsait bir canlıyız. En azından bir çoğu öyle. Nedense güvendiğim herkes bir şekilde kendisini soğutacak bir hamle yapabiliyor malesef ya da güvenimi kaybedecek bir hareket. Onun gözlerine bakarken eskisi gibi tutkulu bakışlarım anlam içeren manalı bakışlarım çoktan kaybolmuşken koca bir boş bakış kaplıyor ona bakan bu gözler. Artık dinlemek bile içimden gelmiyor ki n

KIZ KAÇIRMAK

Resim
   Bence görülmüş ve görülmekte olan en saçma ve yanlış bir olaydır. Sevdiğin bir kızı ailesinin rızasıyla almaktır mühim olan. Kaçırma olayına kesinlikle karşıyım. Kız kendi isteğiyle kaçmış olsa bile yinede yanlıştır benim için. Sonuçta o kızın bir ailesi var. Her şeyden önce aileni düşünmek zorundasın. Diyelim ki ailesi kızı vermiyor. Ülkede kız mı bitmiş. Tamam belki onun gibi birini bulamayabilirsin fakat onu aratmayacak kadar ondan daha iyi birisini bulursan nasıl olur? Belli olmaz belki ailesi istemediği halde kızı kaçırıp mutlu olamamakta var. Daha kötü bir hayat yaşamakta var. Anne bananın hakkı malum büyüktür çocuklarının üstünde. Onları gözün arkada kalmadan arkada bırakmak doğru bir düşünce değil. Bununla ilgili ilginç bir anı anlatmak istiyorum.  En yakın iki arkadaşım asker. (Birine A diğerine B diyelim. İsim vermek istemiyorum. Bu yazıdan haberleri olmaz lakin isim verirsem içime sinmez.) A isimli arkadaşım Hatay'da askerlik yapıyor. Jandarma olarak.

EKİP SÖZCÜSÜ NE İŞE YARAR?

Resim
 Ekip sözcüsü fabrikada bir sahanın (yani çalıştığı bölümün) ustasıdır. Her vardiyada bir tane vardır bunlardan. İşçinin bir üst sınıfıdır. Okul okuyarak diploma ile gelinen bir mertebe değil. Zamanında onlarda işçi olarak bir çalışandı. Zamanı geldiğinde sınav veya mülakata katılarak ekip sözcüsü olmaya hak kazanmışlardır. Vardiyada çalışan işçilerin ustasıdır bunlar. Eksik adamı idare etmek veya üretimin gidişatını değiştirmek ve beli başlı problemlere çözüm bulmak amacıyla görevli olurlar. Bazen isteğe bağlı olarak kendileri de üretimin düşmemesi için çalışabilirler.  İlk zamanları unutulmaz olur. Çünkü sonradan değişen tipler var ki ilk haliyle son hali arasında dağlar vardır. İşlerini yoluna oturtabildiği zamandan sonra kendisinde bir özgüven patlaması yaşar. Öyle bir değişir ki ekip sözcüsü olduğunu unutup fabrikanın müdürü gibi davranır. İşçiyi ezer. (Genel amaçlı konuşmuyorum böyle olmayanlar da vardır illa lakin gördüklerimi söylüyorum.) Kendisini işçiden yüksek görür

2 NUMARA SAÇ TIRAŞI

Resim
 Geçen haftanın son günlerine yakın uzun saçlarımdan sıkılmıştım artık. İşte çalışırken kafam fırın gibi oluyordu. Uzun saçın yakıştığını düşünüyordum. Çevremde ki arkadaşlarım uzun saçından da kısa saçın da yakıştığını söylüyorlar. Tabi benim için özel insanlar kısa saçı tercih ediyor. Özellikle manevi ablam. Facebook'ta 2 numara kesilmiş saçlı fotoğrafımı görmüştü. Çokta beğendi. Bende onun için 2 numara tıraş oldum geçen hafta. Çünkü benim için çok değerli çok özel bir insan. Adeta manevi ablam yani.  Evet 2 numara saç tıraşı oldum. Gözüme olması gerektiğinden daha kısa geldi saçlarım. Bir kere kestirdik artık dönüşü yok. Bazen "kestirmesemiydim acaba" diyordum kendi kendime. Lakin ablam için kestirmiştim. Aslın yakışıyor da bana 2 numara. Neyse eve geldim. Annem beni Çağatay Ulusoy'un İçerde dizisinde ki sarp karakterine benzetti. Onun da saçı kısa. Tabi ben kendimi kimseye benzetemiyorum. İşe gittiğim zaman açıkçası 3 vardiyanın da ilgi oda

BEDELLİ ASKERLİK

Resim
 Şu sıralarda gündemde olan bir konu. Sosyal medyada ise sıkça konuşulmaya başladığı bariz ve anlaşıldığı kadarıyla bedelli askerliği bekleyen çok. Henüz bende askerliğimi yapmış değilim. Askere giden çoğu arkadaşım iyi olduğunu söylemiyor. Hatta en yakın arkadaşım "Arabayı satacağım seni askere göndermeyeceğim" diyor. (Şaka anlamında tabi) Bunları söyleyen sadece arkadaşlarım değil. İnternet ortamında da insanların bu yönde görüşleri olduğunu görüyorum. Bedelli askerliği bekleyenler için umarım ki istediğiniz gerçekleşir ve bedelli gelir. Malum askerlik mecburi bir görev. Yani herkes gitmek istemeyebilir. Tabi Allah göstermesin bir savaş çıkması durumunda gidecek bir yerimiz neredeyse yok. Hadi var diyelim. Yurt dışında bir ülkeye kaçtın. Peki oraya gittiğinde cebinde yeteri kadar paran olacak mı? Bir de dil bilmiyorsan halini düşünebilir misin? Her şeyden ziyade savaş çıktığında ben bir Türk insanının savaştan kaçacağını düşünmüyorum. Düşünemem yani ülkesini seven bi

BORÇ PARA VERİP GERİ ALAMAMAK

Resim
 Hemen hemen hepimizden birileri borç para istemiştir. Bazıları aldığı borcu geri çevirmiş bazıları ise çevirmemiştir. Bazılarının hala size borcu var yani. Bu insanların para ile gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Sözü özü bir olan insanlar tükeniyor malesef. Madem aldığın parayı çevirmeyeceksin neden isteyip kendini düşürüyorsun. Boş yere kişiliğini zedelemiş oluyorsun. Bunlar birazda yalancı olur. Paranı istediğin zaman ayaküstü yalan kaç atarlar belli değil. Zaten sıkıntı parada değil (tabi bu paranın miktarına göre değişir mesela 5000 lira borç verip geri istemeyen olmaz.) asıl sıkıntı karakter.  Bu şekilde asla bir güven sağlanamaz. Aynı zamanda arada bir dostluk bağı olması da imkansız.  Borç veren insanlar neden borç verir? Karşısında ki insanı sevdiği için verir. Elinde para varken para yok demez verir. İnsanlık için verir. Kıskanç olmadığı eli açık olduğu için verir. İyi niyetinden verir. Bu şekilde zor durumlarda kaldığım zamanlarım olmuştu. Lakin bir kaç kazık yedikten s