Mesai Sistemi







 Yaklaşık 2.5 yıl önce girmiş olduğum fabrikada gördüm ki insanların sağlını kaybedercesine ağır yoğun ve bol mesaili bir sistem var. Yaşamakta olduğum yer tamamen sanayi bölgesi farklı illerden gelen insanlar var sırf yüzlerce fabrika olduğu için. Bütün işçiler buraya yerleşmesi demek işçi fazlalığı demek tabi doğal olarak fabrikada yöneticiler daha esnek bir şekilde işçi kullanabiliyor. Nasıl olsa işçi bol sen gidersin yerine başkası gelir. Mesela benim çalışmakta olduğum bölümde ya bel fıtığı olursun yada boyun fıtığı ki olanlar var. Bazı insanlarda ikisi de var. Ben daha 20 yaşında olamama rağmen boyun fıtığı var. Beraber çalıştığımız bir abla doktora gitti belinden. Doktorun cevabı "Ben Ankara'dan geldim. Ankara'da hiç böyle bir şey görmedim. Burada ki insanların durumu hiç iyi değil." olmuş.

 Mesai sistemine gelirsek daha bir veya iki ay öncesine kadar mesailer aralıksızdı. Mesai sevenler için güzel ama mantığa yatmayan kısım var. Aylık üretimde düşüş var yani aylık 10000 adet motor yapılması gerekirken 7000 - 8000 adet motor üretimi var. Yani iş yok ve olmadığı halde neyin mesaisi anlamış değilim. Zaten mesai kaldığın zaman kendi işini yapmıyorsun bir kılıfa sokuyorlar seni. (Üretimin az olduğu dönemde) Eski nesil için değil de çoğunlukla yeni nesil için konuşuyorum. Fabrikada işçi olarak çalışan bir insan emekli olana kadar çalışamaz. Bu çalışma şartlarında sağlığı el vermez. Elbet bir gün patlak verir. Bunun üstüne bir de mesai eklersek hastane yolunu tutması çok uzun sürmez. Hele ki bazen zorunlu mesailer oluyor. (Zorunlu mesai diye bir şey yok tabi ama artık ustanın üstü veya daha yüksek mevkide olan biri gelip mecbur olduğunu söyledikten sonra kimse kalamam diyemiyor tabi çok acil işi olmadıktan sonra) 








 Ben sözleşmeli çalıştığım zamanda her pazar günü mesai olurdu. Yani bildiğin haftanın yedi günü çalışıyorsun. Mesai gitmediğin zaman vardiya yönetmeni gelip sırf mesaiye gelmediğin için "Kadroya kalmayı bekleme" deyip seni korkutuyor. Ondan sonra ki çoğu mesailere kadroya kalmak için mecbur geliyorsun. Kadroya kalmak için yazılan mesailere gelmen bir bakıma şart tabi. Lakin bizde mesai olmayan bir pazar günü yoktu. Para kazanmaktan parayı harcayamıyor kıvamında yaşıyorsun. Sürekli iştesin, hafta içi ufak tefek planlar hafta sonuna benzemiyor ve yeteri kadar doyurmuyor. 20 Yaşında bir genç ağzıyla söylüyorum. İnsanların mesaisine güvenip aylık üretimi arttırmak akıl karı değil. İşçiyi düşünen yok ama o işletmeyi yaşatan işçidir. İşçinin yaptığı işleri makine yapamıyor. Doğal olarak otomasyon sistemi bir insanın işçiliğiyle kıyaslanamaz. Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları var tabi ki. Bana kalırsa mesai sistemi saçmalık. İnsanlar sırf iki kuruş daha fazla para kazanmak için mesai delisi oluyor. İki kuruş demek yanlış olur ama ne kadar kazansa da kazandığı mesai parası hastane masraflarına gidiyor. Bu yüzden başta sağlık deyip ve bu hayatta sadece iş olmadığını insanların kendisine de zaman ayırması gerektiği için mesaiyi sevmiyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR İNSANIN HAYATINDA 2. SEÇENEK OLMAK

Askerde Berber Olmak

HAYATTA HER ŞEYİNİ KAYBEDERSİN FAKAT NEŞENİ KAYBETME