Boyun Fıtığı

 Yaklaşık 6 ay kadar önce boynuma ufak ufak ağrılar girip kasılmaya başlamıştı. Fazla oralı olmamıştım lakin 6 ay kadar devam etti ağrılar. Gittikçe de şiddetlenmeye başlamıştı. Uyumaya yattığım zaman yatakta rahat yatamıyordum ağrıdan. 20 Yaşında fabrikada genç bir işçiyim. Fabrikaya girmeden önce böyle bir ağırım yoktu. Fabrikadan kaynaklandığı düşünüyorum ben. Zaten çalıştığım yerde bana eski çalışanlar ''bu bölümde ya bel fıtığı olursun yada boyun fıtığı'' diyorlar. Haksız da değiller boyun fıtığı olan tek ben değilim bölümde. Bazılarında boyun bazılarında bel fıtığı varken bazı insanlarda boyun ve bel fıtığı ikisi de var. Bende boyun ağrılarımdan boyun fıtığı olduğumu düşünür gibi oluyordum. Fabrikada boyun fıtığı olan insanlara sordum geçip geçmeyeceğini. Verdikleri cevap ''Bak koçum boyun fıtığı olduysan bir ömür fıtıksın geçmez. Fizik tedavi görürsün, fizik tedavi sadece rahatlatıyor ama geçirmiyor'' oldu.

 Bir haftalık yılbaşı tatilinde doktora gittik. Emar çekilmemi istedi. Ondan önce devlet hastanesinde bir doktora gitmiştim. O röntgen çektirip boyun kemiğimde düzleşme olduğunu söylemişti. Neyse emar çekildik. Doktor bey sonuçlara baktığın 2. dereceden boyun fıtığı olduğumu tespit etti. Boyun fıtığı üç dereceden oluştuğunu ve benim 2. derecede ki boyun fıtığımın ameliyatlık bir sorun olmadığını söyledi. 12 Tane iğne bir kutu hap ve merhem verdi ilaç olarak. Bir de fizik tedavi var.

 Fizik tedaviye başladım. 3 Hafta rapor verdiler. Haftanın 5 günü olarak toplamda 15 seans fizik tedavi göreceğim. Tedavi yarım saat kadar bir süre tutuyor. Soğuktan kollamam gerektiğini de dillendiriyorlar tabi. Yediğim iğneleri saymazsak her şey çok güzel. (İğneden korkarım da) Yaklaşık iki buçuk seneden beri bu fabrikadayım ve iş kazasından sonra bu kadar uzun süre evde kalıp istirahat etmedim. Haliyle çok iyi geliyor. Bir de okul yıllarını özletiyor insana bu istirahat. Okulun yaz tatillerini hatırlatıyor ve şunu çok açık söylemeliyim ki fabrikada herkese ''Okulu özledin mi?'' diye sorun. Verilen cevap aynı olur. ''Okumak gibisi yok, eskiye dönebilsem çok okurum vs'' Tarzında klasik cevaplar duyarsınız. İnsan okulun değerini işe girdiğinde anlıyor.